Bugün içinde yaşadığımız dünya “modern” dediğimiz dönemle beraber “yoruma” tabi tutulmuş bir dünya özelliği taşıyor. Müslüman, kendisinin belirli bir katkı ve kabulünün olmadığı ve “başkaları” tarafından yorumlanmış ve halen yorumlanmaya devam edilen böyle bir dünyada hayatını sürdürmektedir. Yorumlanan bu dünyanın içinde bulunmanın kaçınılmaz neticesi olarak; yaşadığımız sosyal gerçeklik, kendinin öngördüğünün dışında, olması muhtemel başka bir gerçeklik kabul etmemekte. Bunun yanında vücudumuzu kullanma biçimimizden başlayarak; davranışlarımızı, zihnimizi, tasavvur ve idrak biçimimizi, ümitlerimizi, hayal kırıklığımızı, hatta cihad anlayışı ve arzumuzu o şekillendirmekte ve anlamlandırmaktadır.