Satırların arasında gezerken bir birini ısıran harfler gördüm; adeta kudurmuştu cümleler… Belli ki dil, kaleme dokunmamış, yürek olduğu gibi düşmüş araya elçi koymamıştı… Islak betimlemeler öyle mağrur ve öyle derin; kaybolmuşum… Sanırım, Yusuf’un atıldığı kuyu, belki de tetikle kovan arasında ki boşluk; işte anlatılması zor bir kayboluş bu… Bildiğim azgın cümlelerin yerle yeksan edeceğidir; kim varsa şiir’sele kapılıp sürükleneceğidir… Kısacası bu kitap, adamın duygularının anasını avradını *Yedi Sokak Ötesi*nde bile inleteceğidir…
Mustafa Tenker