Hayatımızı kurtaralım diye okutmadılar ki bizi. Onları kurtaralım diye okuttular. Bankaya, bankerlere yatırılmış üç beş kuruş gibiydik. Derken gün günden kötü, yaşam her şeyden gerçekçi geldi ve biz * Yatırım Çocuklar* onları kurtaramayışımıza onlarla birlikte şaşıp kaldık. *Onlar ki kitapsız okuyan, topraktan öğrenenlerdi.* Onlar ki ateşin yaktığını, suyun boğduğunu ve taşın sertliğini iyi bilenlerdi. Bize güvenmişlikleri nice mihnetti nice zorunluluktu bilmezler miydi?..
Yine bir Yatırım Çocuk olan ozan Rüştü Apaydın bakınız özetle ne diyor:
*… Kazandık ya yatılıyı
Uzandık ya aydınlığa
Birden değişti yarenlikler
Birden büyüdü sofralarda yerimiz…*
Biz Yatırım Çocuklar paylaşmanın erdemini zaten biliyorduk. Fakat gerçek mutluluğun; ben yerine biz, tek yerine tüm kavgasının şafağında yakalandığını bilmiyorduk. Genel kurtulmadan özelin kurtulamayacağı kuralını ise hiç duymamıştık…