Tükendi
Stok Alarmı«Nereye gidersem gideyim, Kübalı bir devrimci olmanın sorumluluğunu duyacağım.» Bu sözleri Ernesto Che Guevara, 1965 yılı başlarında, Fidel Castro`ya gönderdiği veda mektubunda yazıyordu. İki buçuk yıl kadar sonra, 8 Ekim 1967`de, Che Guevara yaralı olarak, Bolivya askeri birliklerince tutsak alındı. Bolivya`da, komuta ettiği küçük gerilla birliği tuzağa düşürülmüştü. Ertesi gün, Bolivya yüksek komuta merkezinin ve CIA`nın emriyle, Che`yi tutsak edenler onu katlettiler.
Ölümünden bu yana, tüm dünyada Che Guevara imajı giderek büyüyüp evrenselleşti. Kahraman gerilla savaşçısının simgesi haline gelen portresi, dünyanın her yerinde ün kazandı, ilk bakışta tanınır oldu.
Yaşamöyküsü, Röportajlar, Mektuplar kitabının ilk bölümünde Ernesto Che Guevara’nın kısa bir yaşamöyküsü bulunmaktadır. İkinci bölümde, Kübalı ve uluslararası basın kuruluşları tarafından kendisiyle gerek gerilla mücadelesi sırasında, Sierra Maestra dağlarında gerekse devrimden sonra yapılan çeşitli röportajlar var. Kitabın son bölümünde ise, Che’nin mektupları yer alıyor. Bunların bir kısmı gerilla mücadelesi yılları sırasındaki yazışmalarken, bir kısmı devrimden sonraki ulusal/uluslararası yazışmaları, bir kısmı da Bolivya’ya gitmeden önce Fidel Castro’ya ve ailesine yazdığı veda mektuplarından oluşuyor. Che’nin röportajlarını ve mektuplarını okurken hiç tanımadığı insanlardan gelen mektuplara bile alçakgönüllülükle cevap verdiğini, edebiyatla olan ilgisini, kendisi hakkında son derece mütevazı olurken, Küba’yı, örgütünü, toplumun çıkarlarını koruması ve eleştiri yapması gerektiğinde de sözünü esirgemediğini görüyoruz.