Aziz kardeşim; acaba ne oldu da Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimiz Mekke’de dışlandı? Acaba ne diyordu da, O büyük insana delirmiş dediler? O’nun anlatımından İnsanları rahatsız eden asıl mesele neydi? Oysaki O büyük insan, halkının en emin olanıydı. O’nu tanıyan halk, her konuda O’na sonsuz güveniyordu. İşte bu eminliğe rağmen İslam`ı anlatınca neden dışlandı?
İslam, Allah’ın yarattığı düzenin ta kendisi olup dışarıdan dikte edilen kurallar yığını değildir. Diğer tüm kurallar, insanların nefsi menfaatlerine göre uyarladığı kurallardır. Birisini mutlu ediyorken, diğerini mutsuz ediyordur. Allah’ın şaşmaz dini olan İslam düzeni ise, her insanı özgür addeder ve sömürülmesini yasaklar. İşte sonsuz adalet sunan yaratıcının düzeni insanlığa sunulunca, zalimler şahlandı. Çünkü artık zalime zulüm ederek insanlığı sömürmek rafa kalkmıştı.
İşte Ümmül kitabı yazan Rabbu-l âleminin son elçisi, Allah’ın kitabından insanlığı ilgilendiren kısımları insanlığa sununca, bu sunum nefislerine zulmedenlerin işine gelmedi. İnsanların geneli de, kendi nefsine zulüm ettiği için, İslam’ın sunumunu engellemeye çalıştı. İşte Allah`ın yarattığı ve insanlığa sunduğu değişmez düzeni en iyi tanımak için, kişinin nefsini iyice tanıması gerekir. Çünkü nefsini tanıyan rabbini tanır ve İslam öğretisinin bildiriliş amacını anlayıp yaşamını düzenler.
Her insan, ayrı bir nota sesi gibidir. Hiç bir nota, diğer notanın sesini veremez. Notaların uyumu ile eşsiz şarkılar oluşur. Öylece notalar dizelerin melodisine renk katıp dinleyiciyi mest eder. İşte insanlar yaptıkları hatalarla seslendirilişi bozup düzen içindeki uyumdan uzaklaşırlar. Uyumu yakalamak için de, seslendiriliş melodisine dönmek zorundadır.
İşte aziz kardeşim; bizler var olan uyuma uymak için insandan okunan Kur’an’ı yaşamımızda hissetmeliyiz. Onun için de nefsi tanıma yolunda yaşamda derinleşmek suretiyle, çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bu kitap ile sonsuzluğa bakıp en ideal uyumu yakalamak ve sonsuzluğumuzu seyretmek için, basiret üzerine inen perdeleri biraz daha da aralayacağız…