Bazen insanın rüyadan uyanması gerek. Sert bir şekilde de olsa rüyadan uyanması gerek. Ne pahasına olursa olsun, mezardan çıkmalı! Kendi gücüm yetmiyor ama kimin gücü yetiyor ki? Yeter ki çıkmam gereksin! Ölmeden önce ölüp sonra çıkabilmek dışarı mezardan! Birden bir ışık sızıyor üstümdeki topraktan içeri. Annemi görüyorum. Gülümsüyor.
Doksanlı yılların ortalarında bir edebiyat dergisi Alman edebiyatı profesörü Gürsel Aytaç’ı kapak konusu olarak ele aldığı sayısında *Bir Edebiyat Kuşatıcısı* diye başlık atmıştı. Gerçekten de onun sıra dışı üretim gücünü vurgulayan yerinde bir saptamaydı bu. Daha önce el atılmamış kuramsal konulardaki araştırmalardan oluşan kitap boyutunda çalışmalar, Almanca edebiyattan çok sayıda çeviri, Türk edebiyatı alanında edebiyat biliminin Batılı yöntemleri ve terminolojisiyle kotarılmış inceleme/araştırma/eleştiri/tanıtma yazılarının yer aldığı kitaplar, çeşitli konularda yayına hazırlanmış ortak kitaplar Gürsel Aytaç’ın üretim yelpazesinin içinde yer almaktaydı. İlk gençlik yıllarında ilkelerini koyduğu çizgisinden hiç ödün vermeksizin bilimsel bilgi birikimini insanların yararına sundu Gürsel Aytaç; ürettikleriyle üniversitenin sınırlarının dışına taştı.