Yaşam dediğinizde, ölüm de demiş olursunuz. Ya da tam tersi. Bir yazar için gerçek ile kurmaca da tıpkı böyledir.
Yazarımız, sıcak ve boğucu bir gecede Tel Aviv’de bir kültür merkezinde söyleşiye katılacaktır. Söyleşiden önce vakit öldürmek için bir kafeye gider. Ama oturmaktan sıkılır ve gördüğü insanlar hakkında hayat hikâyeleri uydurmaya başlar. Aynı şeyi kültür merkezinde de sürdürür. Söyleşi bittiğinde, bir kadına bir şeyler içmeyi teklif eder. Ancak kadın teklifi reddeder. Yazar önce kentin sokaklarını arşınlar, sonra gecenin ilerleyen saatlerinde kendini kadının dairesinde ateşli bir gecenin eşiğinde bulur.
Peki ama gerçek öyle midir?
Amos Oz’dan gerçeğin nerede bitip kurmacanın nerede başladığını asla tahmin edemeyeceğiniz büyüleyici bir roman.