Yarım kalmanın da çeşitleri vardır. Mesela ansızsın dalından koparılan bir elma ile birine armağan edilmek üzere koparılmış bir gülün çaresizlikten solması gibi. Ya da ansızın elinden düşüp de kırılan bir bardak gibi.
Kimileri elimizden kayıp düştü, kimileri ise kırılıp, dökülüp yüreğimizden düştü. Elinde olmayan şeyler vardır mesela. Mesela ben kimseye söyleyemediklerimi gittim bir sokak lambasına anlatım. Hatta bugün bile gece olunca şemsiyemi alıp yağan yağmura rağmen gittim içimdekilerini aynı sokak lambasına anlatım.
Ne bileyim, bazen insan farklı hissediyor. Keşke diyorum bazen, keşke o gidenler hiç gitmeseydi. Bizi böyle bir başımıza bırakmasalardı.
Onlar gidince de bitmiyor bitmesi gerekenler. Daha da alevleniyor yürek yangınları. Daha bir coşuyor içimizdeki şelaleler. Keşke, gidenlerle gitseydi içimizdekiler.
Gidenler diyorum azizim gidenler, gideceklerse eğer tam gitsinler. Yoksa yine olan bize oluyor.