*İyi hoş da söylediklerinizden bir şey anlaşılmıyor,* denmesi incitir düşünürü. Strong da bu düşünürlerden biridir. Ne yapmalı da kulağa karmakarışık gelen felsefi kavramları, problemleri insanlar yolculuk ederken bile okuduklarında anlayabilsinler… Çareyi bu hikâyeleri yazmakta arar: Bir fabl olarak felsefe kitabı… Evrenin yaratıklarıyla felsefi problemleri kavramak… Strong, insanın *üstün* aklıyla çözemediği *yüce* felsefi problemleri, bu sefer yeryüzünün yaratıklarını da işin içine katarak anlatmaya girişir.
Atomcu bir köstebek, *Almanlar*ı okuyan beceriksiz ve entelektüel bir kuzu, dönüp duran benmerkezci bir tepe, Darwin’i okuyup insan olmaya çabalayan bir maymun… Fablların satır aralarına, kimi zaman açıkça kimi zaman sessiz sedasız birçok felsefi problem ve filozof-yaratık sızar. Görelilik, monizm, pragmatizm, James, Russel, Bergson... Felsefe, doğanın kıvrımlarını oluşturan uçmanın, şakımanın, akmanın, koşmanın, dönmenin özgür rotasında devinerek kat edilir. Üstelik kasvetli ve rutubetli saf *yüce* bilgi bu rotayı henüz keşfetmemişken…