Son zamanlarda şu iki sözü çok duyuyoruz: `sürdürülebilirlik` ve `yapay zekâ`. Çok duyulanlar, özgün anlamlarını çabuk yitirirler. Zihinlerde yalnızca kullanıldıkları bağlamların yarattığı çağrışımları bırakmaya başlarlar. Bu çalışma, bir yönüyle, söz konusu terimlerdeki anlamsal yıpranmayı onarma çabasının ürünü olarak düşünülebilir. Ama, sürdürülebilirlik hedefleriyle ile yapay zekâ teknolojilerinin sunduğu yaşam ve çalışma tarzı arasındaki uyumun veya uyumsuzluğun tartışıldığı bilimsel bir düzlem olarak kabul edilmesi daha uygun olacaktır.
Çok sayıda ve farklı alanlarda çalışan araştırmacılar, konuya dair düşüncelerini, bu kitapla okurun değerlendirmesine sunmaktadırlar. Aynı şeye değişik açılardan bakıyor olacağız. Bazen kabul görmüş kavramlarla düşüneceğiz. Bazen yeni kavramlarla; gizil olanı, gelecekte açığa çıkabilecek olanı görmeye çalışacağız. İyimser de olacağız, kötümser de... Bütün sorulara yanıt bulamayacağımız kesin ama kesin olan bir şey var: okurun kafasındaki yanıt bekleyen soru sayısını artırmış olacağız.