Hikâyemiz Sivas’ın yöre köylülerinde geçmektedir. Ferman Bey fakir köylülerin başına beladır. Biricik oğlu Erkan yine bir belalı bir bey olan Yağmur Bey`in kızına âşık olur. Oğlunun ihtiraslı duygularının peşinden giden Ferman Bey, Yağmur Bey den kızını ister. Yağmur Bey o sıralar türlü oyunlarla köylülerin arazilerinde tarihi eser arayan takıntılı, acemi bir define avcısıdır. Kızı Zemheri’yi istemeyerek de olsa bir şart ile Ferman Bey’in oğluna verir. O şart ise tatlı dille arazilerini satmaya bir türlü ikna edemediği köylüleri silah zoruyla yıldırılmasını istemesidir. Ancak Yağmur Bey ve Ferman Bey’in hesap edemedikleri bir vaka olur. Baştan beri bu izdivaca razı olmayan Zemheri düğün arifesi evden kaçar, Hurdacı Ahmet isminde ki bir köylünün evine sığınır. Sadece saklanmaya çalıştığı bu evde genç kızı büyük bir sürpriz beklemektedir. Kızın yöre köylerinde bir evde saklandığını duyan Ferman Bey ise yöre köylülerinin üzerine adeta dert bela olup yağar. Böylece köylülerin ve beylerin arasında zaten var olan mücadele kanlı bir hengameye dönüşür.