‘Biz onu tanrılarla insanlar arasında arabulucu eyledik’ demişti biri.
Bunların söylendiği yerde Tanrı girdaplarla dolu korkunç bir boşluğa benziyordu. Bize bakan boşluğa, söyleyemediğimiz her şeye… Özgürleşmek için ölümünü beklediğimiz zamanlardı. Kendimizi tanıdıkça içimizdeki uçurumların bilincine varıyorduk. Acı Antik Yunan’dan beri doğanın bir parçası, beden ise yaşamın simgesiydi o zamanlar. ‘Tanrı dünyayı yaratmadan önce ne yapıyordu?’ diye sormayınız. Saçmadır.
Marangozun koltuk yapmadan önce iskemle yaptığını bilirsiniz.”