*Bu Edgar’ın beklediği şeyden çok uzaktı.
Baş başa olacaklarını düşünmüştü, o yüzden oldukça hayal kırıklığına uğradı.
Çocuk, dudaklarını ısırarak isteksizce arkalarından sürükleniyordu.
Söz verilen bu yürüyüşün kendi özel ayrıcalığı olduğunu düşünmüştü.
Annesini bu harika arkadaşa tanıştırması sadece nezaket gereğiydi, ama baronun dostluğunu neden başka herhangi biriyle paylaşması gerektiğini anlayamıyordu.
Sevgi dolu hayranlığına bir parça kıskançlık karıştı.*
Kısa bir tatil için annesi ile Avusturya Alplerine giden on iki yaşındaki Edgar’ın, annesine ilgi duyan genç ve çapkın bir adam tarafından çocukça hislerinin nasıl kullanıldığının ve küçücük bir çocuğun yetişkinlerin karanlık sırlarına nasıl ortak olduğunun harika öyküsü.
Betimlemeleri, içsel çözümlemeleri ve olağanüstü karakter tahlilleri ile Stefan Zweig’den muhteşem bir eser daha.