“İstiridyeler küçükken kapalı kutudur, kimse içinde ne var bilmez. Bir gün istiridye yeterince büyüdüğünde kabukları açılır, içinde gözleri kör edecek kadar parlak incisini göstermekten çekinmez hale gelir. Herkes yüzeyi kum yapışmış olan bu istiridyenin içindeki inciyi görünce şaşırır ve değerli inciye sahip olmak için her şeyi göze alır." Küçük kızım, yüzünde kalakalmış tebessümüyle benim dediklerimi dikkatle dinliyordu. Gözleri arada benim inci kolyeme takılıyor, parmakları kendi istiridyeli kolyesinde duruyordu. Aylin Peksert`in kaleminden aynı evin içinde büyüyen kadınların ilginç hikayesi... Başından sonuna kadar merakla okuyacağınız bir eser.