Göğsünüzde bir böcek var! (…) Gördünüz mü? İç güdülerinize ne kadar bağlısınız? Görünmez bir böcektir o. Beyhude aranıyorsunuz Bedia Hanım. Ona Ego derler. Ego! (Hırçın)
“Bu ne küstahlıktır çılgın körler! Sizin iç güdünüz gurur; bu görmediğiniz kaypak yollarda siz mi bize yol göstereceksiniz?”
Yabancı, Vüs’at O. Bener’in yazdığı ilk oyun. Daktilodan çıktıktan tam yetmiş üç yıl sonra okuruyla buluşmuş bir “ilk” kitap. Kardeşi Erhan Bener’in henüz on sekizindeyken 1948’de yazıp ağabeyine ithaf ettiği ilk romanı Loş Ayna’yı alıp 1949’da tiyatroya uyarlayan yirmi beş yaşındaki Vüs’at O. Bener’in daktilosundaki ilk tıkırtılar.
Dost’tan bile önce verilmiş ilk işaretler, üslupta sezilen ilk olmaklıklar.
Daha önce Loş Ayna’yla aynı ciltte bastığımız Yabancı’yı ilk kez tek
başına yayımlamaktan ayrı bir mutluluk duyuyoruz.
“Yabancı’yı babamın arşivinde buldum. Amcam, 1949 tarihli bu ilk eserinden hiç söz etmemişti. Ola ki varlığını kendi bile unutmuştu. Gönlünde yatan gerçek aslanın tiyatro olduğunu bildiğim için, edebiyat yolculuğuna bir oyun yazarak başladığını öğrenmek beni hiç şaşırtmadı aslında. Bu oyunu sonradan elden geçirip yayımlamayı denemek yerine, acaba neden elindeki kopyaları yok etmeyi yeğledi?
Kimbilir? Bunda, diğer iki oyununun –ödül aldıkları halde– sağlığında sahnelenmemesinin yarattığı küskünlüğün bir rolü olabilir mi dersiniz? Ya da olmaması mümkün mü? Olmasa mıydı?”
–Yiğit Bener