Yıllar sonra ablam bana kardeşim demişti. Kardeşlik samimiyetin, sevginin, merhametin doruk noktası olan bir kelimeydi. Beni en çok da bu kelime teselli ediyordu ama acı gerçekleri unutturmaya yetmiyordu. O akşam geç vakte kadar İzmir sokaklarında dolaşıp durdum. Çok fazla arkadaşım vardı ama hiç kimse bana kardeşim diyecek kadar yakın değildi. Hepsi eğlence arkadaşlarımdı. Hayattaki en büyük yoksulluğun dostsuz kalmak olduğunu anlamıştım. Gitmem gereken en iyi yer, hastaneydi. Çünkü annemin yanında kendimi unutuyordum. Ama hastaneye geldiğimde annemi odasında bulamadım. Hemşireye sorduğumda, bir saat önce yoğun bakıma aldıklarını öğrendim. Şimdi annemi de göremiyor, ona sarılamıyor...
Hayat niye bu kadar acımasızdı. Her şeyi almıştı benden. Hayatın da bir anlamı kalmamıştı zaten.