Biliyorum ki bazı okuyucular soracaktır: *Ne demek Ya Kebikeç?*
Eski edebiyatımızla ülfeti olanların malumları olduğu üzere kitapları güveden, kurttan koruyan bir melek veya cinin adıymış güya Kebikeç. Eskiden kitapların başında uygun bir yere *Ya Kebikeç* yazınca kitaba haşerelerin zarar veremeyeceklerine inanılırmış. Bir tür muskaymış yani Kebîkeç…
Anlatırlar ki, vaktiyle medrese hocasının biri bir mollanın elinde kitap kurtlarının sayfalarını delik deşik ettiği bir kitap görmüş. Şaşkınlıkla; *Yâ Kebîkeç yazmadın mı buna?* deyince molla çaresiz: *Yazdım, yazdım da, kurtlar önce ‘kebikeç’i, sonra kitabı yemişler.* demiş.
Elinizdeki varakpârelere kitap kurtları zarar verir mi bilinmez ama onu her türlü haşerattan hıfz içün -aşk ile- *Yâ Kebîkeç!* diyelim.