George Orwell`in gazetecilik yaptığı dönemde yazdığı Wigan Yolu İskelesi’nde Kuzey İngiltere`nin içinde bulunduğu yoksulluk, sanayi devrimi ile birlikte gelişen İngiliz ekonomisinin kendi insanlarını nasıl sömürdüğü anlatır.
Yazar Victor Gollanz’dan aldığı yazı siparişini hazırlamak üzere Lancashire ve Yorkshire’da iki ay geçirir. Orada Avrupa’nın herhangi bir diyarında görülmemiş bir sefaletin hüküm sürdüğü, dişleri dökülmüş, yamru yumru bedenleriyle hayata tutunmaya çalışan kadınların, veremli çocukların, çirkin ihtiyarların, iflah olmaz ayyaşların kokularıyla dolu sokakların tanığı olur. Sonuçta bu eser ortaya çıkar.
Bu kitabında, “sabahları ilk işittiği sesin fabrika işçisi kızların tahta papuçlarla yürürken çıkardığı sesler olduğunu, kaldığı evlerin rutubetli odalarında yenen yemeklerin iğrençliğini, “en alt sınıf”tan arkadaşlarının tuhaf ritüellerini, kiracılardan nefret eden “pansiyon” sahiplerinin ölmeleri için dua ettiği kiracıların “sıralı tam” listesini, kalsiyum eksikliğinden dolayı dişleri mavileşen çocukların ”berbat hikayelerini” anlatır.