Atina’dan Urla’ya bir kazı grubunda görev almak üzere gelen Eleni, atalarından kalan yarım bir hikâyeyi tamamlamak için yola çıktığından habersizdi. Büyükbabası, ünlü şair Yorgo Seferis’in yaşadığı topraklara, Vourla’ya ayak bastığında, o güne kadar çok da farkında olmadığı kökleri, sımsıkı sardı onu.
Emanet bir sandık...
Gizemli mektuplar...
Anlam veremediği kâbuslar...
“Öteki Kıyı”nın buruk ve yarım kalmış hikâyesi...
Figen KOŞAR, mübadele yıllarından bugüne dayanan bir hikâyeyi anlatırken, döneme ilişkin bilgiler vermekle kalmıyor; Ege’de yıllarca bir arada yaşayan Türkler ve Rumlara ilişkin toplumsal ve sosyal yaşama da ışık tutuyor. Ege’nin iki yakası arasındaki bağı, edebi bir metinle birleştirmenin yanında, yakın geçmişle ilgili coğrafi, tarihi ve edebi bilgi birikimini de ortaya koyuyor.
“Kimi ayak uyduramamış, rüzgârın hızına kapılmış gitmiş, kimi inatla tırnaklarını geçirmiş bu topraklara, direnmiş. Rüzgârla dost olmayı öğrenmiş zamanla.”