Her türlü çıkar ilişkileri, soygunlar, "vatan-millet-kutsal değerler" adına çevrilen dolaplar yozlaşmanın hem nedeni hem sonucu olurken gündelik yaşamın temel ilkesini de oluşturmaya yönelirler. Adliye tarihine "Tabut Davası", halkın deyimiyle "Yeğen Çıkmazı" olarak geçen bir olay Voli ile romana dönüşüyor: İşadamlarının, politikacıların, kamu görevlilerinin ve gerçeklerin ortaya çıkmasından tedirgin olan "karanlık" çevrelerin içinde devindikleri yengeç sepeti. "Şer" güçlerinin yavaş yavaş karanlıklara gömüldükleri gerçek bir olayın romanıdır Voli. Öylesine gerçek ki, her şey "fiction"a dönüşüyor. Kimi romanlarda yazar "Bu romanda rol alan kişilerin gerçekle ilişkileri yoktur" açıklamasını yapmaya özen gösterir. Voli’de tam tersi söz konusu: Bu romanda rol alan kişilerin hepsi gerçektir, yalnızca adları değiştirilmiştir; işadamı Saido, avukat Sungur Koparan, şirketler, parti başkanları... Kim bilir belki siz de bir sokaktan geçiyor, bir pencereden bakıyor olabilirsiniz Voli’de... Cumhuriyet romanının usta kalemlerinden Faik Baysal, ustalığının hakkını veriyor.