Bu kitapta insanlığa vicdan konusunda yepyeni bir paradigma sunulmaktadır. Nedir bu yepyeni paradigma? Dünyasal vicdan ve varoluşsal vicdan paradigması. Yani doğuştan herkeste var olan varoluşsal vicdan ve sonradan oluşturulan dünyasal vicdan!
Herkesin sahip olduğu dünyasal vicdana “sahte vicdan” diyoruz ve tekâmül sayesinde tezahür eden varoluşsal vicdana “gerçek vicdan” diyoruz. Bu iki tür vicdana sadece insan sahip olabilir çünkü yalnızca insan tekâmül edebilir.
Dünyevi vicdan, zavallı insanın içinde durmadan havlayan bir “köpektir”. Bu köpek küresel toplumun çıkar gruplarının havlayan köpeğidir ve kişi çıkar gruplarının dayattıklarına göre hareket etmezse köpek ısırmaya başlar.
Gerçek şu ki vicdan hücresinin anahtarı bireyin kendi cebindedir ama kişi onu nasıl kullanacağını bilmez. Bu hücrenin tuğlaları dayatmaların toprağıyla pişirilmiş, parmaklıkları ise beyin yıkamanın demiriyle örülmüştür.