VENEDİK1900-2000 20. yüzyıl Venedik’inde pek az yapı inşa edilmiştir. Tüm destekleyici önlem ve teşviklere karşın, nüfus düştüğü için yapı gereksinmesi azdır. Mevcut yapılar hem yeterlidir, hem de koruma kuralları nedeniyle yeni yapı yapmak alabildiğine zorlaştırılmıştır. 1930’larda, Mussolini döneminde, bunlara gar, havaalanı gibi yeni teknik donatılar eklenir. Ne var ki, bunlar Modernist tasarımlar olmakla birlikte, kente kaydadeğer bir Modernizm odağı olma niteliği vermezler. O yıllardan başlayarak kentin en önemli mimarlık merkezi, Bienal’i barındıran Giardini adlı parkın içinde inşa edilmekte olan pavyonlardır. Bu küçük ulusal sergi yapıları ilginç bir bütün oluştururlar. Yine de içlerinde Modernizm’in öncü ürünlerini aramak boşuna bir çaba olur. Venedik’in mimari önemi 1950’lerden sonra artar. Özellikle Venedik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi çok büyük bir etki merkezidir. Örneğin, Tafuri burada çalışmıştır. Scarpa ise ölümüne dek kentin en önemli mimar hemşehrisidir. Onun en önemli tasarımları arasında sayılan üç ürün, Olivetti shovvroom’u, Mimarlık Fakültesi giriş avlusu ve kapısı ile Fondazione Ouerini Stampalia yenilemesi buradadır. Diğer önemli güncel ve çağdaş yapılar kent merkezinde değil, saçaklarında konumlanırlar. Venedik bugün de yeni yapılarıyla değil, merkezlik ettiği Bienal vs. gibi çağdaş mimarlık aktiviteleri, mimarlık öğretimindeki yeri ve her kuşağın yeniden anlamlandırdığı geleneksel mimari birikimi ile önemlidir. Yeryüzünde metrekareye en az yeni yapı ve en çok gezgin mimar düşen yer hiç kuşkusuz burasıdır.
Yayınevi
:
Boyut Yayın Grubu
2. Hamur