*Edebiyat* yanıltıcı bir kelime… *Edebiyat* ideolojisinin yarattığı estetikle malul… Öte yandan hakiki anlamıyla daima metnin kendi dokusunun yarattığı devinim üzerinden okurun tarihsel-kültürel olarak belirlenmiş okuma, düşünme, hissetme, imgeleme ethik-estetik alışkanlıklarını yerinde kımıldattığı dolayımda, okuruna kendi yapılanmışlığını farkettirecek bir dokunumla dokunur. Metnin yaratıcı dokunumu, okurda değişim, uyanış devinimi yaratan dokunumdan ayrı anlaşılamaz. Bu nedenle, edebiyat üzerinde tanımlar üzerinden değil, kendi dolayımladığı, dokuduğu metnin dokusu üzerinden konuşulabilir. Yaratıcı bir metin yaratıcı dokunumuna duyarlığı açık bir okuru talep eder daima. *Varoluşun Tedirginliği* bu nedenle kendi okurunu talep eden *kült* bir metin... Yerleşik *edebiyat estetiği* vs. kalıplarına *aşkın*, felsefi bir iç yolculuğun dolayımından seslenen... Felsefi boyutuyla edebiyatın sınırlarını felsefi derinlikle; felsefi derinliği kuramsal, mantık-kurgusal entelektualist anlatıyı aşan yazınsal bir dolayımın dokunumunda buluşturan; okurunu yaratıcı/aşkın sarsmalarla uyandırmaya dolayımlanan bir metin.
- Erkut Sezgin