Kur’an-ı Kerim’in daha iyi anlaşılabilmesi için Abdullah İbn Abbas’ın tefsiri başta olmak üzere Mukatil İbn Süleyman’dan Nesefi’ye, İbn Kesir’den Fahruddin er-Razi’ye, Vahidî’den İmam Kurtubî’ye, Ebu’s-Suud Efendi’den Tantavi’ye, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbi Efendi ve İbn Aşur’dan Seyyid Kutub’a, son dönemlerde bu alanda yapılan çalışmalara varıncaya kadar yazılan yüzlerce tefsir büyük ilgi görmüş ve zevkle okunup okutulmuştur.
Bu Kur’an çalışmalarının her birinin ayrı özellikler taşıdığı herkesin malumudur. Tefsir âlimlerimiz ilahi kelama duydukları ilgiden kaynaklanan bir duygu ve yaklaşımla bu alanda büyük gayretler gerçekleştirmişlerdir. Biz bu çalışmaların hepsinden, okyanustan fincanla su alan kimse misali, ortaöğretim ve fakülte öğrenimi ile hocalık dönemlerimizde hep yararlandık. Bazılarından zaman zaman hocalarımız nezaretinde okumalar yaptık ve okuduklarımızı daha sonra öğrencilerimize ve bizden sonra gelen nesillere okuttuk. Öğrencilerle ve farklı kesimlerden pek çok kişiyle haftalık dersler yaptık.
İnsanlık bilgiye kavuştukça, doğruları öğrendikçe buhranlardan çıkar; dünya bu sayede kaostan kurtulur. Bilginin asıl kaynağı vahiy olduğuna göre, insanlık ancak Kur’ân’ı anladıkça gerçek bilgiye ve ilahi vahyin sırlarına ulaşır. Bu marifete sahip olmak ise kurtuluşun yolunu yakalamak demektir. İşte biz de insanlığın yollarını aydınlatmaya yarayacak küçük bir meşale yakmış olmak ümidiyle…
Kur’an’ın anlaşılması uğruna okyanustan bir fincan su alabilmek ve bundan birilerine de tattırmak ümidi ve niyazıyla bu çalışmayı gerçekleştirdik… Ümitvar olanlar kaybetmez, hayal edenler dünyayı değiştirir…