Brexley açlığa dayanmış; işkencelerden hatta hâlâ bir hayalet gibi ona musallat olan, düşüncelerine ve hayatına sızan acımasız efsane Warwick Farkas’tan bile sağ kurtulmuştur. Onun ihanetiyle Budapeşte’nin görkemli Peri Lordu Killian’ın esiri olmuştur. Tam bu sırada hayatı, insanlar ve periler arasındaki kırılgan ittifakı değiştirecek beklenmedik bir yöne savrulur ve Brexley, kendini bir anda olayların ortasında bulur.
Haftalar geçtikçe Brexley, Killian’ın anlatıldığı gibi kötü bir lider olmadığını keşfeder. Birlikte daha fazla vakit geçirdikçe, ilişkileri de değişmeye başlar. Ancak eski bir tanıdığının ortaya çıkmasıyla, peri liderinin elinden kaçmak için bir şansı olur ve bütün dünyası parçalara ayrılır.
Brexley kim olduğunu, neye inandığını ve kime güvenebileceğini temelden sarsacak çok kötü bir politika, arzu, ihanet, yalanlar ve gerçekler ağının içine düşer. Artık iyi ve kötü arasında net bir çizgi kalmamıştır.
Her iki taraf da peşindeyken, Brexley kaçmaktadır ve yabani topraklarda başka bir kurban olmadan önce tüm yalanları, hileleri ve aldatmacaları çözmesi gerekmektedir.