Vahdet-nâme-i Hulûsî, manzum vahdetnâmeler içerisinde, divan şeklinde tertip edilen ilk ve tek örnektir. Eserin tespit edilebilen tek nüshası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığında kayıtlıdır. 65 varaktan oluşan eser, katalog kayıtlarında 1b-11a arası “Vahdet-nâme-i Hulûsî”; 11b-65a kısmı ise “Hulûsî Dîvânı” olarak iki ayrı eser şeklinde kaydedilmiştir. Eser baştan sona tetkik edildiğinde, “Vahdet-nâme-i Hulûsî”nin divan şeklinde tertip edilmiş tek bir eser olduğu anlaşılır. Kasideler, musammatlar, gazeller, mesnevi ve müfredler şeklinde tanzim edilen eser, klasik bir divan örneğidir. Esere, “Vahdet-nâme” isminin verilmesi, gazeller başta olmak üzere şiirlerin genel konusunun, tasavvuftaki vahdet-i vücûd nazariyesi olmasından ileri gelir.
Vahdet-nâme-i Hulûsî’de, şaire ait 4 Arapça ve 1 Arapça-Türkçe mülemma gazel olmak üzere, toplam 281 şiir yer alır. Nazım şekilleri bakımından çeşitliliğin görülmediği eserde, 224 gazel, 21 kaside, 6 murabba, 2 müseddes, 1 mesnevi ve 27 matla mevcuttur. Tüm şiirler aruzla yazılmıştır. Eski Anadolu Türkçesi dil özelliklerini haiz eserde, Arapça ve Farsça kelimeler azımsanmayacak kadar çoktur. Eserin müellifi Hulûsî ile ilgili bilgiler, eserinden elde edilen bilgilerle sınırlıdır. Eserin dil özellikleri hem şairi hem de eseri, eski Anadolu Türkçesi dönemine tarihlendirmeyi mümkün kılsa da bu hüküm, teyide muhtaçtır. Keşfedilmeyi bekleyen nice eser içinde, şaire dair yeni bilgilere ulaşılması temennisiyle.