Nedim Gürsel’in gerçeklerden düşlere, anılara sezdirmeden geçişi, okuyanın bu harikulade geçişleri farkına varmadan bilincinde bütünleştirmesi, erişilmesi güç bir ustalıktır. Tipleri çizişindeki ustalık da bu geçişlerle zenginleşmekte, tadına doyulmaz bir edebiyat yapıtı ortaya çıkarmaktadır. Nedim Gürsel’in anlatımı da ilginç bir anlatım. Onun bu geçiş ustalığı, yapıtına özgün, diri bir şiir yüklüyor. Doğanın, insanın, şehrin, insan düşüncesinin, duygularının, bilincinin, bellekteki anı, düş tortularının anlatılması, birbirleriyle ilgisiz ayrıntıların bir araya getirilmesi romandaki yoğun, diri, sıcak şiiri güçlendiriyor. Çağımızın büyük şehirlerinin, özellikle İstanbul’un içinde yalnız kalmış, yabancılaşmış, kalabalıkta tükenmiş, tükenişe, ezilmeye karşı koyan, kendisini, varlığını korumaya çalışan, başkaldıran, umutsuzluğa düşen, kendi macerası üstünde düşünen, bir yere varmaya çabalayan insanın dile getirilmesi de Nedim Gürsel’i günümüzün dikkatle üstünde durulması gereken ilginç yazarlarından birisi haline getiriyor. -Yaşar Kemal- Nedim Gürsel suların, doğanın yazarı. Bilinci ve uzaya bağımlı bir bilinçaltını aynı potada eritebilen varoluşçu bir duyarlığı, atalarından kalma ölçütlerle yargılamadan, daha derin, daha vurgulu ve daha güzel bir biçimde kullanmayı biliyor. Gürsel ulusal özelliklerin, ayrıntıların ötesinde, çağdaşlarının bulunduğu bir düzeye ulaşıyor. Onu okumak incelemek ve değer olduğu yere oturtmak gerekir. -Alain Bosquet-