Uzun çizgi, düz değil, ama dolambaçlı, kıvrımlı bir çizgi. Sözden, sözün en yoğunundan, şiir sözünden başlıyor. Sonra sözün çizgisi, hüsnühat’tın çizgisi oluyor; çizginin dönüşümleri sürüyor: müzik, mimari, çağdaş sanat, sinema... Uzun çizgi, son metinde duygunun sessizliğinde son buluyor. Sonda, en yoksun insana rastlanıyor. Adsız bir dilencinin "bir an’lık" belirişi. Bütün ağırlık bu yoklukta, diyor son.