Erken Cumhuriyet Döneminde Su İşleri tarihine ışık tutan bu etkileyici roman, okuyucuyu dönemin uluslararası politik atmosferinde, gerçek zaman ve mekân olgusu içinde büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
Birçoğu ilk defa gün yüzüne çıkarılan belgeler esas alınarak titizlikle kurgulanan eserle okuyucu, Anadolu coğrafyasının kalkınmasında olağan üstü çaba gösteren bir avuç insanın destansı mücadelesine tanıklık ederken Berlin’den başlayan İstanbul, Ankara, Adana, Hatay ve Viyana’ya uzanan serüvende dönemin politik atmosferine, mimarisine, altyapı ve ulaşım olanaklarına, sosyokültürel yapısına da tanıklık ediyor.
Genç Cumhuriyet’in, Çukurova’yı tarıma elverişli hale getirmek ve Adana’yı taşkınlardan korumak için verdiği amansız mücadeleyi, Hatay’ın bağımsızlık serüvenine ait bilinmeyen gerçekleri, Amerikan kazı grupları tarafından Antakya ve çevresinde yürütülen sistematik arkeolojik kazıları, İkinci Dünya Savaşı’na gidilen süreçteki istihbarat savaşları içinde ele alan, gerçek hayat öyküleri ile bezenmiş bu başyapıt, okurlarına dünya tarihinin en sancılı dönemlerinden birinin kapılarını aralıyor.
Gerçek olayların, devletlerin ve de her şeyden öte, isimleri unutulmuş birçok kahramanın içinde olduğu zengin bir olay ve hayat anlatısı.