Dostoyevski’nin bir gazete ilanından esinlenerek yazdığı ve psikolojik tahlillerin ön planda olduğu bu öyküde, 16 yaşındaki genç bir kızın çaresizlik sonucu 41 yaşındaki bir adamla evlenmesi ve kadının intiharıyla sonuçlanan bir son anlatılıyor. Sevgisini dile getiremeyen ve karısını sürekli aşağılayan, aşağıladıkça daha çok aşık olan hastalıklı bir adam; bastırdığı duygularını, hastalıklı bakış açısını; vicdani bir sorgulamaya dönüştürüp, kendi kurduğu mahkemede, okuru bir yargıç gibi görüp, vicdan muhasebesini ve iç sorgulamalarını yaparken; ‘evlilik ve mutsuzluk’ yazar tarafından derin ruhsal betimlemelerle özdeşleştiriliyor.