"Rüyalarınız size ait olmayabilir..."
Rüyalar evrenine adım atmaya hazır mısınız? İnsan, rüyalarında mı daha çok yaşar yoksa gerçek dünyada mı? Ya da belki de asıl soru şudur: Rüyalar ve gerçeklik arasında sandığımız gibi keskin bir çizgi var mı?
Başarılı reklamcı Nina`nın hayatı, gizemli Ares ile karşılaşmasıyla alt üst olur. Her gece tekrarlanan rüyalar, zamanda yolculuklar ve karanlık sırlar, onu hiç bilmediği bir dünyanın eşiğine getirir. Rüyalarının derinliklerinde gizlenmiş kadim sırlar ve onu gözetleyen bir güç vardır: Uykusuzlar. Bu kadim ırk, rüyalar aracılığıyla dünyayı kontrol etmektedir.
Türk mitolojisinin zengin dünyasından beslenen bu evrende, bir yanda Uykusuzlar, Kehanet Avcıları ve Enerji Kalkanları arasındaki yüzyıllardır süren amansız mücadele, diğer yanda yasak bir aşkın büyüsü... Nina kendini, insanlığın kaderini değiştirebilecek efsanevi güçlerin ve tehlikeli sırların ortasında bulur. Annesinin trajik ölümüyle derinleşen sırlar, rüyalarının içinde gizlenen gerçeklerle birleşirken, üvey kardeşi Pina`nın varlığıyla geçmişi de yeniden yazılmaya başlar.
"Rüyalarına hükmedemeyen, kaderine de hükmedemez."
Bu büyüleyici roman, felsefi derinlikleri ve sürükleyici anlatımıyla fantastik edebiyatın sınırlarını zorluyor. Kehanetler, gölgeler ve kadim sırlarla dolu bu dünya, okuyucuyu gerçek ile hayal arasındaki ince çizgide yürütürken, insanlığın en temel sorularına da yanıt arıyor: Rüyalarımız gerçekten bize mi ait? Kaderimizi değiştirmek mümkün mü? Aşk, boyutlar arasındaki engelleri aşabilir mi?
"Rüyalar, evrenin sır kutusudur..."