*Aslıma dönmüştüm; çam dallarıyla birlikte sallanıyor, kozalaklarla yere düşüyor, suyla akıyordum. Bir el, hiç incitmeden ruhuma dokunuyor, okşayışlarıyla yaşamımı yoğuruyor, biçim veriyordu. Rahattım; sonunda ortaya iyi bir sanat yapıtı çıkacağından hiç kuşkum yoktu.
İyi bir yaşam, iyi bir öykü, iyi bir son...
Bir kitapta okumuştum; bir adam mutsuz biten öykülerin sonunu değiştiriyordu.
İşi gücü buydu; öykülerin sonunu değiştirmek... Şimdi, elinde kalemle benim öykümün üstüne eğilmişti. Silgisi de vardı. Kargacık burgacık harfleri özenle siliyor; silgi parçalarını temizlemek için kâğıda üflüyordu. Bağlılıklarım, inandıklarım, önemsediklerim havada uçuşuyordu.
Yeniden yaratılıyordum.*
Hüsnü Arkan, her kitabında farklı bir konuyla çıkıyor okur karşısına. Mino’nun Siyah Gülü’nden Menekşeler, Atlar, Oburlar’a ve diğer romanlarına uzanan geniş bir yelpaze. Uyku, ütopyayı sorgulayan bir ütopyada muhalif düşünceleri nedeniyle rüyaya sürgün edilmiş bir adamın hikayesi...
*Uyku’da vicdan, adalet, ahlak, sorumluluk, yaşam-ölüm, inanç, aşk gibi insanlığın evrensel soru(n)larını düşle gerçek arasında gidip gelen bir anlatımla ve ustalıkla ele alıyor.*
- Onur Çalı, Radikal Kitap