Ütopya modern Batı düşüncesi güzergahında mihenk taşları olan Rönesans, Hümanizm ve Reform hareketleri içinde doğmuş bir eserdir. Ütopyalar, yaşadığı zamanı sorgulayan insan için, tarihin pek çok döneminde varolmuştur. More da dinine sonsuz bağlı bir Katolikti ama yaşadığı çağın çok ilerisine bakan da bir insandı. More, Ütopya’da Platon’un kusursuz devlet düşüncesinden yola çıkmasına rağmen, o kusursuzluğu tüm toplum hayatına uygulamıştır. Platon’da bölüşüm sadece bir sınıfa özgü olduğu halde Ütopya’da tüm topluma yayılır. Platon’da kadınlar ve çocuklar topluma aitken, Ütopya’da karı ve kocanın birlikte yaşlanıp ölmesi önemlidir, çocuklar kendi ana ve babaları tarafından büyütülür. Bu hayal ülkesinde avukat yoktur, çünkü yasalar herkesin anlayabileceği bir biçimde açık ve basittir. Ütopya’yı kimileri erken dönem Hıristiyanlığındaki ortak paylaşımı anlattığı için manastır hayatı, kimileri sosyalizmin öncü metinlerinden biri, kimileri de yalnızca bir şaka diye tanımlamıştır. Thomas More’u çağının çok ötesini gözleyebilen bir hümanist olarak da kabul edenler vardır.