Yatılı okul hayatının açık cezaevi hayatından farksız olduğunu o günlerde öğrendim. Öğretmenlerin birçoğu egolarına yenik düşüyor, bizlere olmadık muamelelerde bulunuyorlardı. Evde hanımına, çocuğuna sözü geçmeyen öğretmenler yeri geliyor azarlıyor, yeri geliyor dövüyor, yeri geliyor ağza alınmadık küfürler edebiliyorlardı.
Sanırım bizler de saftık. Yaşanan bu olumsuzluklara tepki verecek ne medeni cesaretimiz vardı, ne de görgümüz. Birçoğumuz köylerden gelmiş fakir aile çocuklarıydık. Okul bizler için her şeyden önce hayata açılacak bir meslek kapısıydı. Her şeye tahammül etmek zorundaydık. Okulda yaşadıklarımızı ne ailelerimize aksettirdik, ne de dışarıda herhangi birilerine dert yandık. Hep içimize akıttık. Sonunda okuldaki arkadaşlar kenetlenip, birbirimize güç verdik.
Ha! Biz çok mu usluyduk?
Çocuktuk işte…
Ünal KAR