Sünnet ve cemaate tâbi olmayı arzulayan birisi benden kendilerine uyulan, görüşlerine itikatlarına; kadere iman, kabir azabı, havuz, mizan, sırat, cennet ve cehennemin yaratılmış olması, itaat, şefaat ve kıyamet günü Allah Teâlâ’ya bakmak konusundaki sözlerine müracaat edilen imamların sünnet ve cemaate tâbi olma hususundaki mezheplerini gösteren hadisleri yazmamı istedi.
Onun öğrenilmesi gereken hususları öğrenmeye olan hırsını görmem, benim de bu konudaki arzumu arttırdı. Cahil kişinin iman, din ve Müslümanların şeriatının asıllarını sorup araştırmayı terk etmesinin mazereti yoktur. Çünkü Allah Teâlâ onu “Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” (Nahl, 43) kavli ile böyle yapmaya zorunlu kılmıştır. Aynı şekilde âlim kişinin de kendisine sorulan ve hakkında Kur’an veya sünnet olan hususlar ile Allah Teâlâ’nın “Kesinlikle insanlara açıklayacak, gizlemeyeceksiniz!” (Âl-i İmran, 187) kavlinde belirttiği misakın cahilden gizlemesinin özrü olamaz. Başarı ancak Allah iledir. Yalnızca O’na tevekkül eder, yalnızca O’na yönelirim.