“Ben Bilgekanat. Hayatını, öğrenmeye ve öğrendiklerini öğretmeye adayan bir güvercinim...
...
Bu kitapta sizlere Üsküdar’ı anlattım. Hem Üsküdar’dakileri hem Üsküdar’a dokunan hem de Üsküdar`ın dokunduğu yürekleri...
Sizler, bu güzel şehrin, bu güzel ilçenin en kadim kuşları güvercinler olarak onu çok iyi bilmek zorundasınız. Bu şehir ve bu ilçe, insanların olduğu kadar sizindir de. O yüzden tanımak, bilmek ve ona sahip çıkmak zorundasınız. İşte ben, bunun için bir taş koyuyorum bu duvara... Üsküdar’dan başlıyorum anlatmaya. Bildiğimi, gördüğümü, duyduğumu dinlemeye hazır mısınız?..” diye soruyor Bilgekanat, umutlarını emanet ettiği güvercinlere...
Peki sizler de hazır mısınız; Bilgekanat’ın bildiğini, gördüğünü, duyduğunu dinlemeye?..