“Bir hayal kırıklığının tersine bir hayal aşırılığının çarpışması arasında ruhun başkalaşırken, bu karanlık, daracık yolun ifadesini anlıyor musun? Etraftan sızan rutubetiyle, duvarlarından tüten küf kokusuyla buradan geçerken, biraz sonra kim bilir nasıl bir merdivenden, bulutlar yığılmış yerlerin içine giriverince, düşmanlıkların, hilelerin, hasetlerin, seni nasıl perişan ve yok edici, vaktinden evvel yaşlanmış yapacağını bilir misin? Senden neler beklediklerini söylediler. O beklenen şeylerin her biri, ne pahasına olacak? Bunu bilme, şimdiden öğrenme, belki onu şu dakikada görürsen geri döner ve koşarak kaçarsın. İşte o merdivene geldin. Haydi çocuğum; doğru yürü, doğru bas, düşmemek için yegâne çare odur.”