Tükendi
Stok AlarmıSiz yüzsüz olmak nedir bilir misiniz? Büyüklerin acıyarak küçüklerin de iğrenerek bakması yüzünüze…
Babam mısırcıydı. Kardeşim Halil ile bahçede oynarken kaynayan kazana düşen topu almak için uzandıktan hemen sonra acı bir çığlıkla kendimi kaybetmiştim. Yüzüm haşlanmış normal şeklini kaybetmişti artık hayata küstüm. Ama yine de öğretenimin ısrarı sonucu bıraktığım okuluma geri döndüm. Sınıfa yeni öğrenciler gelmişti yokluğumda. Mina idi en çok dikkatimi çeken, onun asil ve duru güzelliği sardı bir anda, varlık ve ihtişam içinde yaşadığını anladığım halde gönlümün hadsizliğini susturamadım. Olmayacak bir sevdanın girdabında acılar içinde dönüyordum artık. Küçük bir delikanlı olarak tek başıma verdiğim bu umutsuz savaş yüreğime ağır gelse de, bu tatlı ağırlığı hep taşımak istiyordum. Bir yanım krater gibi yanmak, diğer yanım yağmura kavuşmuş gibi sönmek istiyordu. Hiç şansımın olmadığı öyle bir çaresizlik işte…