...Davit`e burada olacaklarını, isterse kendisiyle gelebileceklerini söyledi. Davit nazikçe yalnız gitmek istediğini anlattı çıktı.
`Neden çok düşünceli, sıkıntılı gibi diye sordu Irmak. Ester; Öyledir o, buraya yatırımı kafaya taktı ya... En ince ayrıntılarına kadar incelemek, öğrenmek ister, başka sorun yok! Sanmam
Irmak; Öyleyse sevinirim` dedi. Camdan dışarıyı taa uzakları gösterdi Ester`e `Doğduğum köy şuralarda, hani biraz sisli yerler var ya... Erzincan ovasına giderken sağda kalır Bahçeyazı köyü.`
Görmek isterim dedi Ester.
Söz babam İsveç`e işçi olarak gitmişti yıllar önce. Yüksek fırınlarda çalışmaya. İki yıl sonra da bizi aldırdı yanına.
Anlıyorum dedi Ester.
İlkokulu, ortaöğrenimi, yüksek öğrenimi orada yaptım. Tabbi önceleri çok zordu. Biliyorsun, dil sorunları falan. Başını sallayarak onayladı Ester. Anlıyorum dedi
Ama itiraf edeyim ki otelciliğin bir meslek olduğunu bile bilmiyordum otelcilik eğitimine başladığım zaman...
Babam ilkokul mezunu birisiydi. Kendisi okuyamamıştı. Bizim buralarda okumaya, yani okulda okumaya çok önem verilir. Babam da öyle oku da ne okursan oku demişti o zamanlar bende.
Şimdi daha iyi anlıyorum seni Irmak dedi Ester ama seviyorsun şimdi işini değil mi? Burada turizim ve otelcilikte uğraştığına göre tabii çok seviyorum dedi Irmak `Bay Hamsun`un yanında çok şeyle öğrendim, yanında diyorum ya, otellerinde yani hemen her kademede çalıştım. İsveç`te otel yöneticiliğine kadar...
Ooo dedi Ester `Bilmiyordum`
Ben aslında tatil için gelmiştim ülkeme ama burları yeniden görünce kan çekmek diye bir deyim vardır bizde Ester, kan çekti işte Hamsun`dan izin istedim memleketimde kalmaya, buralara yatırım yapmaya karar verdim. Biliyor musun Irmak bende çok sevdim Türkiye`yi.. Türkçeyi Türkleri zaten seviyordum. Ama bir de ülkenizi görünce bayıldım doğrusu...`
Ülkemizden yabana gidip kalanlar var. Birde yabandan gelip ülkemizde kalanlar... Usta yazar Öztaş, Anadolu`nun saf insanlarını bu yabanlarla karşılaşıyor... Anadolu`nun güzel doğasında bir serüvendir başlıyor...
Ve sonunda...