İçimdeki sıkıntı dışa vurdu, gözlerim doldu, dışarı çıktım, gökyüzünün maviliğini yeryüzüne getirmek istedim. Dağlara çıkıp onunla beraber yürüyerek; deve dikeni, şeker otu, gevene aldırış etmeden; çıplak ayaklarımla, dikenlerine basa basa dağların zirvesine, oradan yıldızlara merdiven dayayıp onu gökyüzüne çıkarmak istiyordum. Artık yeryüzü bana dar geliyor, boğuluyordum. Yıllarımı verdiğim, hayatım dediğim, sevdiğim can yoldaşım, eşim; yüce dağlara, kekiklerin arasından, karlı, buzlu, sis v edumanlı dağlara gidiyordu bu gece.