Irwin 5 yaşında. Puding yemesi yasak. Hayatta tek sevdiği şey ablası.
Harriet 11 yaşında. Sarı bukleleri var. Hayatta tek istediği şey kardeşinin ölmesi.
Akıl almaz hayal gücüyle yaptığı resimler ve hayata karşı sıradışı bakış açısıyla Harriet’in dünyasına adım attığınızda, kendinizi hayatın tüm zorluklarına rağmen umudun asla tükenmediği, yaşamak için her zaman bir sebebin olduğu bir yolculuğun içinde bulacaksınız. Bu iki kardeşin bazen nefret bazen de sevgi dolu öyküsü, yaşamın ta içinden okurun kalbine uzanıyor ve orada iz bırakıyor.
Babası dönünceye kadar saatler geçmiş gibi geldi. Harriet ejderha resmini yapmaya isteksizdi. Babası menekşe rengi kapıya yaslandı ve resme dikkatle baktı. “Vay canına. Alevleri sevdim.”
“Alev püskürtüyor çünkü o mutlu bir ejderha.” diye açıkladı Harriet. “Mutsuz ejderhalar alev püskürtemez.”
“Kanada’nın yeni Alice Munro’su!” Toronto Star
“Strube’nin her şeye rağmen yaşamak için bir sebep olduğunu gösteren mucizevi anlatımı bu kitabı okuyan herkesin kalbinde umut tohumları yeşertiyor.” -National Post