“Hocam! Hırslı olmak zorundayım, okuyabilmem, başarılı olmam için başka yolu yok. Hayatımı kurtarmak zorundayım. Bir yıl kaldığımı düşünün ben bir daha nasıl teyzemgile yük olabilirim, nasıl onların yüzüne bakabilirim.” Çok hırslanmıştı, gözleri kararmıştı, çok gücüne gitmişti, sanki başarılı olmak suçtu, sanki suç işlemişti.
“Hocam, biliyor musunuz ablam beni okula gönderebilmek için, benim üstümü, başımı yıkayabilmek için su bulamadı da taşların çukur yerlerinden biriken yağmur sularını toplayıp yıkadı da öyle gönderebildi beni. Ben ablama söz verdim, okuyup kendimi kurtaracağım” dedi. Sonra da gözleri yaşla dolarak oradan uzaklaşmıştı.”