James Joyce’un modern epiği Ulysses tek bir günde, 16 Haziran 1904’te Dublin’de geçer ve reklam ajanı Leopold Bloom, yazar olma düşleri kuran Stephen Dedalus ve Leopold’un karısı Molly’nin başından geçenleri anlatır. Bu üç karakterin düşünceleri, hayalleri ve şehir içindeki hareketleri üzerine kurulan roman, bir yanıyla yenilikçi, iddialı bir modernist deney, öbür yanıyla gündelik hayatın ayrıntılarına merakla eğilen gerçekçi bir yapıttır.
20. yüzyıla damgasını vuran, şaşırtıcılığını ve zenginliğini hâlâ koruyan Ulysses pek çok yazarı etkiledi, sayısız incelemeye konu oldu. Nevzat Erkmen’in ilk kez 1996 yılında yayımlanan çevirisi, Türkçenin Ulysses’i bütün karmaşıklığıyla kucaklayabileceğini gösteren, daha önce girişilmemiş büyük bir çabanın ürünüdür.
Tartışmalı, çetin, eğlenceli, sınırsız, vazgeçilmez: Ulysses yayımlandığı günden bu yana dünya edebiyatının zirvelerinden biri. Dublin’e, hayata, gizli iç dünyalara dair bir anıt-roman.
Ulysses’i çağımızın en önemli ifadesi sayıyorum; hepimizin borçlu olduğu ve hiçbirimizin kaçamayacağı bir kitap. -T. S. Eliot
Ulysses yepyeni bir şey; gözün gördüğü veya kulağın işittiği değil, başıboş zihnin anbean düşünüp hayal ettikleri var burada. Yoğunluk söz konusu olduğunda Joyce kesinlikle zamanımızın bütün romancılarını geride bırakıyor. -W. B. Yates