Tükendi
Stok AlarmıEkonomik düzenin ortasında yer alan işletmeler birçok ülkede çok farklı kültürlerden etkilenerek faaliyetlerini yürütüyor olsada aslında temel amaçları değişmemektedir. İşletmelerin temel amacı mal ve hizmet üretmek iken ikincil amacı işletmelerin farklılaşmasını sağlamaktadır. İşletmenin tarihsel gelişimine paralel olarak gelişen muhasebe de işletmelerin temel amaçlarına ve ikincil amaçlarına göre işletme faaliyetlerinin parasal kısmını kayıt altına alarak yöneticilere geçmişe yönelik veri geleceğe dönük öngörü sağlamaktadır. Ancak muhasebe bulunduğu ülkenin kültüründen, siyasi görüşlerinden, kanunlarından ve işletme amaç ve politikalarından sürekli etkilenmiştir. Bu durum muhasebe unsurlarının ülkeden ülkeye farklılığını ortaya çıkarmıştır. Bu farklılıklar dünyanın küreselleşmesini sağlayan işletmelerin hangi ülkenin kurallarına göre muhasebe kayıtlarının tutulmasını ve raporlanmasını zorlaştırmıştır. Muhasebe raporlarının ortak bir dilde yazılması için birçok ülke ve kuruluş tarafından çalışmalar yapılmış ve nihayetinde UMS ve UFRS kavramları ortaya çıkmıştır. Ancak bu kavramlar her ülkede ayrı bir kayıt ve raporlama zorluğunu doğurmuştur. Aynı zorluğu Türkiye’de yaşamıştır. Tam set olarak çevirisi yapılarak ülkemize sunulan bu standartların uygulanması Tek Düzen Muhasebe Sistemimizde büyük değişime sebep olmuş ve T.D.M.S’ye alternatif olabilecek birçok çalışma yapılmıştır. Bu kitap işte bu noktada alternatif olabilcek bir muhasebe organizasyonunu ülkemize kazandırmak amacıyla dünyanın gelişmiş ülkelerini ve birliklerini incelemiş ve bu ülke ile birlikerin muhasebe sistemlerini irdelemiştir. İki bölümden oluşan bu kitapta birinci bölümde; Sosyalist muhasebe sistemi, İngiltere muhasebe sistemi, A.B.D. muhasebe sistemi, Çin muhasebe sistemi, Japonya muhasebe sistemi, A.B. muhasebe yönergeleri ve yönergelerin gelişmesini etkileyen Fransa muhasebe sistemi ile Almanya muhasebe sistemi muhasebe unsurları yönünden ayrı ayrı incelenmiştir. Yapılan bu incelemeler Türkiye Muhasebe Sistemi ile karşılaştırılmıştır. İkinci bölümde ise; incelenen bu ülkelerin muhasebe sistemlerinden örnekler alınarak Türkiye’ye özgü alternatif olabilecek yeni bir muhasebe organizasyonu önerisi yapılmıştır. Bu çalışma ile Türkiye’ye özgü yeni bir muhasebe sistemi oluşmasında ve bilime katkı sunacağı görüşündeyiz.