Göçmen çocukları yaşadıkları ülkenin ve göç veren ülkenin, iki ya da üç dilin ve birden fazla kültürün bazen sınırında, bazen de tam ortasında kendilerini bulurlar. Ailelerine kıyasla kimlik ve aidiyet kavramları göçmen çocukları için tanımlanması çok daha zor kavramlardır. “Nerelisin?”, “Kendini daha çok hangi etnik, kültürel kimliğe ait hissediyorsun?” soruları onlar için tek ve kesin cevapları olmayan, karmaşık sorulardır. Ulusaşırı Kimlikler: Londra’da Kıbrıslı Türk, Kürt ve Türk Göçmen Çocukları adlı çalışmada, göçmenlerin yaşam deneyimlerinin zengin, rengârenk, çeşitli ve değişken yapısı ele alınıyor. Kıbrıslı Türk, Kürt ve Türk göçmen çocuklarının nereye daha fazla ait oldukları ya da en çok hangi kimliği benimsedikleri üzerinde durmadan onların yaşamlarını etkileyen etnik, ulusal ve kültürel kimliklerle olan ilişkileri, bu kimlikleri nasıl tanımladıkları, bu kimlikler hakkında ne hissettikleri ve bu kimliklerin gündelik hayatlarındaki yerleri yapılan görüşmelerle anlatılmaya çalışılıyor. Ayrıca, göçmen çocuklarının kendilerini toplumda nasıl tanımladıkları üzerinden kimlik kavramını da sorguluyor. Doğuş Şimşek bu çalışmasında, göçmen çocuklarının deneyimlerinin, ulus-devletlerin belirlediği tektip kimliklerin ötesinde, göçmen çocuklarının kimliklerini “iki kimlik arasında kalmış”, “kayıp gençlik” tabirleriyle tanımlayan akademik çalışmaların aksine zengin, değişken, çeşitli ve sürekli bir dönüşüm süreci içerisinde olan kimlikleri barındırdığını Londra’da yaşayan Kıbrıslı ve Türkiyeli göçmen çocuklarının yaşam deneyimleri örneğinden anlatmaya çalışıyor.