Osmanlı Devleti’nde, merkez ve taşra tarafından karşılıklı olarak gönderilen evrakların iletimi, resmi görevlilerin ulaşımlarının sağlanması ve devlet hazinesine ait değerli emtianın hızlı ve güvenli bir şekilde yerlerine ulaştırılması, dönemin şartlarına göre hız kavramıyla en yakından ilintili olan vasıtalar yani atlar sayesinde mümkün olmuştur. Bu atların kimlerden, hangi gerekçelerle ve ne miktarlarda temin edilecekleri şeklindeki sorular, 1691 yılında, menzilhanelerin tesis edilmesine imkan tanıyan bir nizamnamenin yayınlanmasıyla nihai olarak cevap bulmuştur.
Anadolu’da Faaliyet Gösteren Menzilhaneler (1690-1750) isimli doktora tezinden faydalanılarak meydana getirilen bu eserin ana gayesi, modern araştırmalarda sıklıkla karıştırılan *menzil* ve *menzilhane* kavramlarına açıklık getirmek suretiyle menzilhâneleri Anadolu topraklarındaki konumları, idareleri, finansmanları, hukuki ve mali nizamları vasıtasıyla, ayrıntılı ve sistematik olarak, incelemekti. Bu inceleme neticesinde öncelikli olarak resmî ulaşım ve haberleşmenin tesisi için Osmanlı bürokratlarınca geliştirilen hukuki ve mali sistemler, bunların halka yansımaları ile halkın bu uygulamalara karşı geliştirdiği refleksler ve menzilhanelere ait işlevsel ve mekansal özellikler tespit edilmiştir. Bunun yanında menzilhanelerde bulundurulacak beygirlerin genel özellikleri, beslenmeleri ve çalıştırılmaları ile ilgili standart uygulamalar, kurallara uymayarak haberleşme ağını mahalli ya da genel olarak sekteye uğratanlar ve bunlara verilen cezalar ile bu sorunların telafisi için alınan önlemler de elinizdeki bu araştırmayla, büyük ölçüde, açıklığa kavuşmuştur.