Kasadaki domateslerden bir tanesini aldım. Diğer domateslere hiç benzemiyordu bu. Sivri, sert, garip bir domates. Birkaç tane daha alıp aynı domateslerden koşa koşa dedemin yanına gittim. “Bu domatesler neden böyle dede?” dedim. Dedem baktı, sakalını titreterek güldü. “Anarşist domates onlar,” dedi. İlk defa duyduğum bir kelimeydi bu. “Anarşist, anarşist,” dedim içimden.
Uçurum’da Bir Gömü, iyilerin galip geldiği ve yaşatıldığı halis niyetli öyküler. Kötüler elbette görünecek ama yazarın inşa ettiği güzel dünyayı yok etmeyi başaramadan. Eser, yalın dilin, sade kurgunun, iyi niyetin ve tarihî bir dönemin aynası.