Osmanlı, dedemin özleminde yaşayan bir ülkeydi. Padişah,
dedemi bir misyoner olarak göndermişti bize sanki. Benim
içinse bir masal diyarı. Kendimizi Hırvatlardan, Sırplardan
ayıracak farklar görmek bir yana, farkımız olmadığını öncelikle biz söylüyorduk. Dedemi, top sesleriyle anladık. Dedemi çok pahalı anladık.
"Türkler gelecek" diyordu dedem. Onlar Osmanlı ufağı, daha çok büyümesi lazım, fakat şehzade değil mi padişah yavrusudur: sahipsiz bırakmaz bizi; göreceksin Safiye gelecekler.