Üç Mevsim; geçen hayatı, ölümü ve yalnızlığı sorguluyor. Olumlu ile olumsuz duyguların bir arada yaşandığı tutku ve acının iç içe geçtiği, aşkın ve umutsuzluğun delice hissedildiği roman, duyguların insan üzerindeki etkisini başarılı bir dille anlatıyor. Yazar, başkahramanın eşik atlamak için gösterdiği çabayı çarpıcı bir biçimde, somut insan ve mekân tasvirleriyle aktarıyor. Ölüm ve yaşam arasındaki ikilemin, bir insanın var olma çabasıyla ilişkili olarak verildiği romanda bu kavramlar da sorgulanıyor. Yakın bir zaman dilimini konu alan romanda, bir erkeğin ıstıraplarını ölüm ve yaşam kavramlarını merkeze alarak okumak mümkün. Herhangi bir gizem unsurunun bulunmadığı Üç Mevsim, realist bir bakış açısı kullanılarak yazılmasıyla, günümüze çok yakın bir zaman dilimini konu almasıyla da ilginç. Yazarın yansız ve içe yönelen bakış açısı, başkahramanı daha iyi tanımamızı, onun yaşadığı dramı net bir biçimde kavramamızı ve anlamamızı sağlıyor. Kurgusu ve içeriği ile Üç Mevsim, üzerinde yıllar boyu konuşulacak bir eser.