“Sizce bir birey başına ne gelirse; doğduğu, büyüdüğü, arkadaş edindiği, dilini konuştuğu ve her köşesini bildiği ülkesini bırakma noktasına gelir?”
Türkiye’den Gitmek; aklında bu soruyla, sonsuza kadar “keşke” demek yerine denemeyi seçen, elinde bavul cebinde turist vizesiyle hayatının yönünü sonsuza kadar değiştiren ve hayallerini kaçacak yerleri kalmayana dek kovalayan Gökhan Kutluer’in sahip olduğu her şeyi geride bırakarak İtalya’ya göç edişini anlatıyor.
Gitmek istemenin, gitmenin; hiçbir yerde kalamamanın, hiçbir yere ait olamamanın, yani “haymatlosluğun”; çalışmanın, keşfetmenin, yalnızlığın, ailenin ve kendini bulmanın bu çarpıcı öyküsü, merakını koruyan gözler için Türkiye’den göç etmenin sosyal ayrıntılarını sunuyor.
“Kimi yıllardır dolabımda duran, kimiyse çarpma işlemindeki 1 sayısı kadar faydasız onlarca şeyin evimde neden durduğuna bir türlü anlam verememiştim. Her savuruşumda bir yükümden kurtuluyordum sanki. Her çaput parçasında başka bir hatıramı kesiyordum ortadan ikiye; daha fazla benimle yaşamasınlar diye...”